Bozkurt NET

[reisim25]

Çobanlar nehir kıyısında koyun ve keçilerini otlatırken, sürüye bir kurt saldırıyor. Başçoban ağlayarak kendisini yerden yere atmaya başlıyor. Diğer çobanlar merakla niçin böyle ağladığını soruyorlar. Başçoban “Ömer öldü” diyor. “Ömer öldü, Ömer ölmeseydi, kurt sürüye saldırmazdı” diyor.
Adaletin timsali Hz. Ömer R.A. böyle adaleti temsil etmişti.
“Adaletin olmadığı yerde zulüm vardır”.
“Geciken adalet, adalet değildir”.
“Kuvvetsiz adalet aciz; adaletsiz kuvvet zalimdir”!
Yukarıdaki “sözler” adaletin önemine işaret eden özlü sözlerdir.
Türkiye’de kalıcı ve doğru isim bırakmak arzulayan siyasiler, adalet mekanizmasına kafa yormalı ve düştüğü bugünkü durumlardan “adaleti” çıkarmalıdırlar.
Hak, hak sahibine verilmedikçe; o ülkede adaletten, haktan, hukuktan söz edilemez.
“Adalet istiyorum Baba”.
Kızı zengin sokak serserilerince dövülerek çene kemiği kırılan ölü gömücü Bonesera’nın Don Vito Carleone’ye yalvarışıydı.
Don Carleone; “Mahkemeler kararlarını verdiler ve adalet yerini buldu” diyor. Sokak serserileri serbest bırakılmışlar ve Don Carleone alay ediyordu, mahkemede hakkını arayan dürüst babayla”. (BABA; Mario Puzo S.35)
Sütunuma Don. Carleone’nin çok daha acı sözlerini almadım. Merak edenler bakabilirler.
Ve sonunda Baba adaleti kendi yöntemlerince yerine getiriyor.
Ama bence bu tarz da adil değil!
Devletin (ABD) adalette aczini tarif ediyor.
Diğer uç olmak hiç adil değil; yakını öldürülen, tecavüze uğrayan, gasp edilen birkaç seneyle adaletten “yırttığında” geride gözü yaşlı kalanlara sadece seyretmek düşüyor, elini kolunu sallayarak belki de sırıtarak, belki de övünerek gezenleri!
Bir adam katletmenin cezasının dört yılla cezalandırıldığı ülkede kimse haktan söz edebilir mi?
Yaşayan insanların hakları; hayatları sona erdirilince hakları kayıp mı oluyor?
Hangi mantık; caninin, katilin haklarını hayat hakkı elinden alınanlardan daha önemli sayabilir ki?
Ve hangi mantık; suçluya avukat tutarak, hak arayanı kaderine terk edebilir ki?
Uyuşturucu mafyasının, terörist bir örgüt uzantılarının yargılanamadığı ve parti kurarak işlerine devam ettiklerine şahit olmaktayız.
Hangi ülkede cinayet davalarında katiller, suçlarının karşılığı cezalarını almıyor?
Modellemeye çalıştığımız AB-D ülkelerinde de hukuk böyle mi işliyor?
Belgesel kanallarda “Suç Dosyaları”nı izliyorum. (ci kanal) Hiç bizdeki gibi katillerin birkaç sene cezayla kurtulduklarını görmedim.
Çocuğa (oniki yaş) tecavüz davasında öldürme olmadan; eve izinsiz ve zorla girme, oniki yaşındaki çocuğa şiddet uygulama, oniki yaşındaki çocuğa tecavüze yeltenme, oniki yaşındaki çocuğu darp etme davasından suçlu bulunan tecavüzcü, dört kez müebbet hapis cezası alıyor Batı’da. Adalet bu işte!
Cezalar 30–40 yıl veya müebbet cezalar alıyor katiller, tecavüzcüler, caniler! ABD idam ediyor; yaşama haklarını gasp edenleri!
Ya inceleme, araştırma kurumlarımızın verdiği raporlarının tartışılıyor veya kişiye göre çıkabilme ihtimali korkunç!
Dev-Genç davası 27 yılda sonuca bağlanamamış. Böyle dava olur mu? Ya sulandırılmış, ya bitmesi istenmiyor!
Ya terör cezaları nasıl cezalandırılıyor?
Demokratikleşme veya Kürt açılımı yutturmacası çerçevesinde teröristleri hem etkisiz hale getirmeye, hem yargılamaya korkan bir millet teröre devlet eliyle teslim edilmiş demektir.
“Çok güzel şeyler olacak” açıklamalarıyla devlet yöneticileri işin sonunu nereye vardırmak istiyorlar?
Hangi terörist hak ettiği cezayı görmektedir?
Teröristi niçin cezalandırmıyoruz? Bir insanlık suçu olan teröristi affetmek ve normal hayatını yaşamak isteyenlerle aynı toplumda yaşatmak isteyenler çıldırdılar mı diye düşünüyorum.
ABD’de bir katil, tecavüzcü 30–40 yıl aldığı cezanın üçte ikisini hapiste yattıktan sonra topluma kazandırılmak için bir sürü testten geçmekte ve işleme maruz kalmaktadır. Biz elini kolunu sallayarak topluma salıveriyor, affediyoruz.
Töre diye son on yıla damgasını vuran barbarlıklarla insanlarımızı katlediliyorlar. 45 kişiyi katledebilen bir zihniyet ve 45 kişiyi katledebilen silah kullanan katil kaç yıl ceza alacak?
Adaleti gerçek anlamda yerine getirmek istemememizin sebepleri “törelere” saygılı olmak mı; AHİM mi?
Kanun karşısında siyasi, sosyal, para gücü olanla, şahsım adına kanun ve hukuk karşısında eşit olduğuma inanmıyorum.
Bu inanmamam benim suçum mu; yoksa adalete inancımı kaybetmemde yaşayıp, gördüklerimiz, şahit olduklarımız mıdır?
Alkol, tiner bağımlısı olmak hafifletici sebep olmadığı gibi; suçluların suç odaklarının kurutulmasında çabalarımızı artırmalıyız.
İnsanların mutlu olabilmeleri; hak ve hukuka güvenmeleriyle mümkün olabilir.
Sahi milletvekili dokunulmazlıkları, sorgulanamama özgürlüğü müdür?
Dokunulmazlık; kanuna karşı bir koruyucu zırh mıdır? Değildir, olmamalıdır!
Kanunsuz oluşumların (mafya) hayata geçmemesi için; yargının yürütülmesi esas olmalıdır. Mağdur yakınları suçluların ceza almamaları karşısında adaleti intikamla çözmeye çalışırlarsa vebal; adaleti yerine getirmeyen devletindir. İkinci ve üçüncü suçluları devlet, suça teşvik etmiş sayılmaz mı?
Suç işlemeye cesareti, emsal teşkil eden davalardaki suçlara verilen hafif ve kurtarıcı cezalar artırmaktadır.
Her suçun cezası yerini bulmalıdır ki; suç işleyeceklerin, cezalar karşısında, suç işlememek için caydırıcı olabilsin.