Yalan Şerhler
Tarih: 27.10.2003 Saat: 23:05
Konu: Sizden Gelenler


'ŞEYHİM diye baş kaldıran Hakk'a rakib Benlik eyler Süphanına olmaz habib Boştur işi dertsizlere olur tabib
Bu dünyayı müminlere zindar eyler.'
Bu hikmetin Türkler'in Piri'nce söylenişinden yüzyıllar geçti. Belki sekizyüzelli yıl...


'ŞEYHİM diye baş kaldıran Hakk'a rakib Benlik eyler Süphanına olmaz habib Boştur işi dertsizlere olur tabib
Bu dünyayı müminlere zindar eyler.'
Bu hikmetin Türkler'in Piri'nce söylenişinden yüzyıllar geçti. Belki sekizyüzelli yıl...
Bugün de böyleleri yok mu?
Evet tasavvuf vardır ve haktır da, tasavvuf yoluyla yoldan azanlar ve azdıranlar da vardır...
Hakk'a rakib şeyh... Şirk içinde yüzen 'tasavvuf taklitçileri.' Benlik ve bencillik eden mürşid taslakları... Derdi olmayanlara tabiblik peşinde olanlar... Dünyayı müminlere zindan eylerler...
'Nasıl iştir şeyhim diye dava kılmak
Seccadeyi halk içinde tura salmak
Kendi bilmez bu manaya nefsi vurmak
Dalgıç, değil inci, cevher olsa almaz.'
Ah! Olmadan oldurmağa kalkışanlar... Yürekleri ve ruhları değil, keselerini ve kasalarını doldurmağa kalkışanlar... Kendilerinden bir şeyler bekleyenlerin akçalarını, mallarını ve zamanlarını çalmağa kalkışanlar. Dalgıç olmadan denizlerden inciler ve cevherler almağa kalkışanlar... Ne olacak sizin haliniz ve ne olacak sizden bir şeyler umud edip bağlananlar...
'Tezvir ağı kurup halkı yoldan vurdun
Şeyhlik kılıp gösterişle dükkan kurdun
Eğlenerek şeytan ile devran sürdün
Hakk didarı sana niçin gösterilsin.'
Halk ne yapsın?...
Kurtuluşu arıyor. Huzuru istiyor. Düğümlerine çözüm, dertlerine derman ardında yürüyor... Ne yapsın? Bağlanmak istiyor... İnanmak istiyor... Sen ne yaptın? Ve bütün bu yaptıklarından sonra da Allah cemalini diliyorsun. Hayır! Sen yeterince eğlendin. Şeytanla birlikteydin. Yine onunla olacaksın.
Gösterişçinin hali
'ORUÇ tutup halka gösteriş yapanlar
Namaz kılıp eline tesbih alanlar
Şeyhim diyerek başka bina kuranlar
Son deminde imanından da ayrılır.'
Gösterişçinin imanı olabilir. İşte sıkıntı burada... Orucunu, namazını 'biraz Allah için, biraz kullar için' diyerek gösteriş aracı yaparsa... Sonra da 'şeyhim' diye başlayıp, başka bina kurarsa... Yandı ki ne yandı...
Nedir başka bina... Şeyhlik gücünden yararlanıp mal mülk sahibi olmuşsa... Ticaretini geliştirip, teşkilat kurmuşsa... Allah'ın kullarını 'Allah'a götüreceğim' diye kandırıp 'mal' gibi pazarlamışsa... Tasavvufu ticarete ve siyasete araç yapmışsa... İşte o zaman sahip olduğu en değerli varlığı en çok gerekli olduğunda yitirir. Son demde iman...
Ahmet Yesevi'ye kulak verelim
YALAN şeyhlerden söz ederken, döneminden günümüze çağrısını en açık biçimde yapıyor, Ahmet Yesevi:
'Onlar müritlerinden bağış alırlar, eğer müritleri vermese çekişirler ve derler ki: 'Senden şikayetçiyim, Allah da senden şikayetçi.' Gerçek şeyhler bağış alırlarsa sadece hak edenlere, gariplere, çaresizlere verirler. Eğer kendileri alıp yerlerse leş yemiş gibi olurlar. Eğer alıp giyim yaparlarsa Hakk Teala onların ibadetlerini kabul etmez. Onlar cehennem azabına uğrarlar. Kim böyle şeyhlere gönlünü kaptırırsa, dinden de çıkar. Böyle şeyhler lanetlidirler. Onların fitnesi Deccal'den de kötüdür. Onlar şeriatta, tarikatta, hakikatta ve marifette dinden çıkmış sayılırlar...'
Çok mu ağır?
Hayır! Yanlışlığın ağırlığınca ağır...
Ne diyorduk? Tasavvuf vardır ve haktır. Ama çetin ve tehlikesi çok bir yoldur.
'Her mürşide el verme ki yolunu sarpa uğratır.'

Namık Kemal ZEYBEK






Bu haberin geldigi yer: Bozkurt NET
http://www.ulkuocagi.net

Bu haber icin adres:
http://www.ulkuocagi.net/modules.php?name=News&file=article&sid=1717