Bozkurt NET - ŞEREFSİZİN ŞEREFİNE DAİR

Atalarımızın söylediği her söz elbette yaşadıkları engin bir tecrübenin ürünüdür. Ve hem sosyal ilişkilerimizde hem de hayata dair karşılaşabileceğimiz sorunlarda kulak ardı edilmemesi gereken başvuru kaynaklarımızdandır. En azından benim için öyle..

-Katranı kaynatsan olur mu şeker / Cinsine yandığım cinsine çeker-

Atalarımızın söylediği her söz elbette yaşadıkları engin bir tecrübenin ürünüdür. Ve hem sosyal ilişkilerimizde hem de hayata dair karşılaşabileceğimiz sorunlarda kulak ardı edilmemesi gereken başvuru kaynaklarımızdandır. En azından benim için öyle..

Mesela yıllar önceden günümüze kadar gelen “Katranı kaynatsan olur mu şeker / Cinsine yandığım cinsine çeker” ya da “Gavurdan dost, ayıdan post olmaz” gibi sözler, okuduğumuzda dudaklarımızda bir tebessüm oluştursa da aslında, üzerine sayfalarca yazılabilecek derin anlamlar ihtiva eder. Her ne kadar Tanzimat Fermanı ile topraklarımızda “gavura, gavur demek” yasaklanmışsa da ve üstelik bu halka “bundan böyle gavurlara gavur denmeyecektir” diye duyurulsa da, devlet erkanının terk ettiği bu tabiri millet sinesinde yaşata gelmiştir.

Öyle ki halen Anadolu’ da ve Türk’ ün yaşadığı coğrafyalarda halk arasında sevilmeyen ya da merhametsiz, acımasız, zalim kimselere “gavur gibi” yakıştırması yapılır. Ve bu yaftayı yiyen tecrit edilir, dışlanılır. Ülkemizin “salon aydınları” bu söylenişteki inceliği kavramaktan ve idrak etmekten aciz bir şekilde “şark kabalığı” olarak algıya dursunlar, milletimiz her konuda olduğu gibi teşhisini doğru koymuştur. Yaşadığımız bu çağda sırf TÜRK olduğumuz için, dünya coğrafyasının her köşesinde karşılaştığımız olumsuzluklar ve çifte standart başka neyle izah edilebilir ki..

Bizim “smokinli vekillerimiz” Yunan ve Rum parlamenterlere “zeytin dalı” uzatadursunlar, geçen yıl Kıbrıs’ ta Türk tarafına geçerek, terk edilmiş bir nöbet kulübesinden TÜRK BAYRAĞINI çalma cüreti gösteren Rum Parlamenter Marios Matsakis, dokunulmazlığı nedeniyle KKTC’ de hakkında açılan davanın düşmesinin verdiği cesaretle belki de, dün İstanbul’ da, Atatürk Havalimanında Kıbrıs Rum Kesimi bayrağı açarak, Türk Silahlı Kuvvetlerine dil uzatmaktan geri kalmadı..

Matsakis’ in tek şansı, yoğun insan trafiğinin yaşandığı o havalimanında bir TÜRK EVLADI’ nın kendisini fark etmemiş olmasından ibarettir. Yoksa bu küstah parlamentere bir OSMANLI TOKADI’ yla beklediği cevabı vermek, her TÜRK EVLADININ vazgeçilmez arzusudur.

Havalimanında TÜRK BAYRAĞI açarak yakınlarını karşılayanlara dahi, agresif uyarılarda bulunan kolluk kuvvetlerinin bu durumu gözden kaçırması ya da müsamahakar davranmalarının nedenini izah etme lüzumu dahi görmüyorum.

Zira, ellerinde PKK paçavraları ve APO posterleri ile devlete ve kutsal bildiğimiz tüm değerlere küfreden vatan hainlerine müdahale etmezken, Muğla’ da ellerinde TÜRK BAYRAĞIYLA teröre kurban verdikleri Albaylarını sahiplenen vatan severlere jopla, biber gazıyla müdahale eden, ettiren zihniyetten böylesi bir dengesize tepki göstermelerini beklemek saflık olur. Bu ucube durumu da yine bir atasözümüzle açıklayalım en iyisi.. “At sahibine göre kişner…” ya da “Balık baştan kokar…”

Rum Parlamenter Matsakis’ in yediği herzeler İstanbul’ la sınırlı kalmadı. Meydanı boş bulan Rum dölü, İstanbul’ dan sonra, Türkiye *****huriyeti Devleti’ nin başkenti ANKARA’ da da TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNE dil uzatma cüretini gösterdi. Bu da şaşırtıcı değil aslında. Daha dün TBBMM başkanı, AB dönem başkanı olacak şerefsize, TÜRKİYE’ ye hakaret eden cümlelerine rağmen, mecliste onuruna bir yemek vermedi mi?

Yarın da TBBMM’ nde Rum parlamenterin onuruna bir yemek verilmesi doğrusu şaşırtmaz beni. Burası Türkiye.. Olmaz olmaz….

Sizi bilmem ama ben kendi adıma konuşabilirim. Türkiye coğrafyasının herhangi bir yerinde, bed görüntüsü ile –adeta darwinin teorisini haklı çıkartan- bu soysuza rastlarsam, o kızarmaz arsız yüzüne bir Osmanlı Tokadıyla zarf pullar gibi pullamak boynumun borcu olsun..

Marios Matsakis… Yıllar önce TÜRK BAYRAĞINA el uzatmaya çalışan, soydaşını unutmuşa benziyor.

Unutmak tükenmektir bay Matsakis…. Hatırlatalım istedik…