Bozkurt NET - Kürtler tamam, sıra Aleviler'de

AVRUPA Parlamentosu tarihinin en ağırı diye tanımlanan "Türkiye Raporu" taslağının oylanması ertelendi. AP Dışişleri Komisyonu'nda söz alan raportör, "Rapor aceleye gelmemeli. Konu Türkiye olunca daha fazla tartışmayı hak ediyor" diyor ve erteleme istiyor.

Komisyon, Hollandalı Hıristiyan Demokrat üye Camiel Eurlings'in talebi çerçevesinde, Türkiye İlerleme Raporu'nun Eylül ayının ilk haftasında görüşülüp oylanması- nı kabul ediyor. Aynı rapor, Eylül ayının son haftasında da Avrupa Parlamentosu'nda oylanacak.
"AP tarihinin en ağır raporu"nda Türkiye, çok zorlu bir hesapla karşı karşıya bırakılıyor.
Sadece "içeri"deki uygulamalar değil, "dış meseleler"de de Türkiye'ye dayatmalarda bulunuluyor.
Tahmin edeceğiniz gibi, ilk dayatma Kıbrıs konusunda...
Raporda, artık kanıksadığımız talep tekrarlanıyor:
Türkiye, limanlarını Rum gemilerine açsın!
Bitmiyor, arkası da geliyor:
Kıbrıs (Rum kesimi) dahil tüm AB üyelerinin tanınması, müzakere sürecinin zorunlu parçasıdır...
Dış dayatmaların ikincisi de, yine kolayca tahmin edilebileceği gibi, Ermeni meselesi konusunda...
''Modern, demokratik ve laik Türkiye, medeniyetlerin birbirini daha iyi anlamasında yapıcı rol oynayabilir'' şeklindeki "parlatıcı" lafların ardından, "Ermenistan ile diplomatik ve iyi komşuluk ilişkilerinin başlatılması" isteniyor.
Türkiye'nin bu konuda bir problemi yok zaten. Diplomatik ve iyi komşuluk ilişkilerinin başlatılması, Türkiye'nin de yıllardan beri gerçekleştirmek istediği arzusu. Ancak Ermenistan'ın her şeyden evvel sözde soykırımı ve Türkiye aleyhindeki faaliyetlerine son vermesi gerekiyor. AP raporu, Türkiye'nin işte bu temel şartını kaldırmasını ve "ön koşulsuz" olarak gerekli adımları atmasını, Ermenistan'la sınır kapısını bir an önce açmasını istiyor.
H
TASLAK raporda istekler bitmiyor.
Kürt meselesi yeterince "kaşındığı" ve de maalesef "kangrenleştirme" operasyonunda ciddi bir başarı sağlandığı için, raporda, PKK terör örgütünün son aylarda artırdığı silahlı saldırıları dolayısıyla göstermelik de olsa kınanmasında bir sakınca görülmüyor.
Ancak hemen ardından, Türkiye'ye ''koruculuk sistemini lağvetmesi'', ''Kürt sorununa demokratik çözüm araması'', ''gözaltı ve tutuklamalarda Avrupa standartlarını uygulaması'' gibi çağrılarda bulunuluyor.
İlerleme Raporu taslağında yüzde 10 olan seçim barajının indirilmesi de isteniyor. Bu konuda şöyle deniliyor:
"Bu sayede Kürt partileri de dahil olmak üzere TBMM'de daha geniş temsil sağlanabilecek."
Raporun ''İnsan Hakları ve Azınlıkların Korunması'' başlığı altında, Avrupa Parlamentosu'nun son raporundan bu yana dini özgürlükler bağlamında ilerleme sağlanmamış olmasından ''esef duyulduğu'' belirtiliyor.
Ve yine her vesile ile karşımıza çıkarılan Ruhban Okulu meselesi için çağrı yapılıyor:
Türkiye, dini azınlıkların ruhbanlarını eğitmede ve mülk edinmede karşılaştıkları sorunları ortadan kaldırsın!
Merak etmeyin...
AP raporunda, kaşınabilecek her şey kaşınıyor. Hakikaten unuttukları bir şey yok...
Aleviler de "azınlık" kategorisine alınıyor ve "Aleviler’i tanıyın" diye buyuruluyor.
Etnik ırkçılıktan sonra, sırada mezhep ayrılıkçılığı var.
Bu konuda da meseleyi kaşıyıp, Türkiye'yi rahatsız etmek istiyorlar.
H
ŞEMDİNLİ iddianamesini kaleme alan eski Van *****huriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya bile var raporda.
Eski savcının görevden alınması ''derin endişe kaynağı'' olarak zikrediliyor.
Yok, yok raporda. Ama buna rağmen, rapora yönelik olarak bugüne kadar parlamenter ve siyasi gruplarca 349 değişiklik önergesi verildiğini raportör açıklıyor.
Nitekim ertelemenin gerekçesinde de, bu önergelerin değerlendirilip toparlanmasının zaman alacağı hususu yer alıyor.
Değişiklik önergelerinin, raporu yumuşatacak, bir başka anlamda Türkiye'nin lehine değişiklikler yönünde olduğunu sanmıyoruz.
Kaba ifade ile, Türkiye'yi daha da döven bir rapor da çıkabilir sonunda.
Zaten mevcut raporda son talep olarak yeni bir anayasadan söz ediliyor.
Mümkünse 3. maddesi rafa kalkan bir anayasa diyecekler de, alıştıra alıştıra gidiyorlar...
NOKTA
AB ile birleşme hayalleri yeni doğumlara gebedir.

AYDIN CANDABAKOĞLU / TERCÜMAN